4 Mayıs 2014 Pazar

Gündüz & Zeytin Dalı

Size hiç olur mu?
Böyle en derinlerde aslında gücünüzün tükendiğini hissedip, beş dakika sonra tutunacak bir zeytin dalı aradınız mı hiç?
Hala yaşamak için, hala hayattan zevk alabilmek için lazım olan bir zeytin dalı..

   Saat 03.40.
   Zorum ne benim?
   Neden uyumuyorum?
   Nedir bu kadar düşündüren?
   Nedir uyutmayan bu denli?
   Halbuki güneşli bir gün, bir çocuğun gülümsemesi, belki bir kitap ya da bir papatya mutlu edebiliyorken beni. Geceleri bir şeyler oluyor nedense. Bu oda gözüme çok büyük görünüyor, yatak fazla yalnız. Kulaklığımdaki müzik fazla acıklı, atılan mesajlar fazla samimiyetsiz. Bu oda soğuk ciddi anlamda üşüyorum. Aslında kalbim üşüyor görüyorum ama ne yapabileceğimi bilmiyorum.
   Her gün bir neden buluyorum. Yalan dünyaya ayak uydurabilmek için kendime bir neden daha buluyorum. Hayallerime bir adım daha atıyorum. En azından, istikrarla, her gün doğan güneşe bunu bir borç biliyorum. Onun ne günahı var ki, o kadar aydınlatıyorken etrafı, karşılığını almalı bence.
   Bazen üzerimde güneş, benim içimde yağmurla dolaşıyorum. Kalbimde bir poyraz. Bir şeyler eskisi gibi değil artık biliyorum ama o küçük kız çocuğunu kaybetmek istemiyorum. O masum, her şeyden habersiz, tek derdi 18 yaşına girmek olan kız çocuğu. Hesapta özgür olacağız ya. Peh..
   Bize hiç söylemediler ki, kitaplarla boğuşurken bir de para hesabını öğrenmemiz gerektiğini. Gurbette aile özlemine, bir de sevda ekleneceğini. Arkadaş kazığı yiyeceğimizi, dost kazanacağımızı. Kimse söylemedi bize, kimse fikrimizi sormadı.
   Düzen kuruluydu, şu okul bitecek diğerine başlanacak. O bitecek, bir diğeri. Askeriydi, evliliğiydi... Geriye dönüp baktığımda hayatımdan geçip giden zaman ve içi boş bir kalabalık görüyorum şimdi. Bir zamanlar kafama taktığım insanlar puf olmuşlar sanki. Hiçbiri yok. Tek bir şey var geride. Geçip giden dakikalar ve değerini bilmediğim şu zaman.
   Saat 04.04
   Hayatımdan 24 dakika gitti. Niçin?
   Saçma bir iç boşalması. Belki anlaşılma umudu. Belki insanlara sitem. Belki biraz ilgi görme umudu.
   "Bende senle aynı durumdayım" cümlesini duyarak kah yetinme arzusu.
   Hızla geçen zamana ayak uydurmaya çalışan lakin içi ağır çekim yaşayanlara gelsin bu cümlelerim. Gceler hep böyledir hep ağır, hep sessiz.
   Bana gündüzlerle, zeytin dalları ile gelin..

1 yorum:

  1. Her insan kendi yükünü taşır benim yüküm o kadar ağır ki. Hızlı geçen zaman içinde hep ağır çekim yaşadım çok ağır sıkıntılar ağırlaştırdı alında ama nedense hep on sekiz yaşındaymışım ruhu yaşıyor içimde gerçi o da çok yaşlandı...

    YanıtlaSil