6 Eylül 2013 Cuma

Acınası Kısır Döngü!

   Bir akşam yemeği dönüşünde yazıyorum bu yazıyı sizlere. Bilmem sizde de öyle midir ama bizim evde akşam yemeği sırasında haberler açıktır. Ne yalan söyleyeyim şimdi ben haberleri sevmem. Ne iştah bırakıyor bende, ne de hayattan zevk.
   İşin ilginci yazdığım yazılardan dolayı çevremden şu tepkileri alırım. Gerçekten bu dediklerini uyguluyor musun? Hiç mi umudun kırılmıyor yada hep böyle güçlü mü durursun? vs. sorular duyuyorum arkadaşlarımdan. Yahu bende insanım. Kızıyorum, ağlıyorum, nefret ediyorum, hatta belada okuyorum :) Kıskancım da, yeri gelir bencil de olurum, belki sana göre sinirliyimdir, diğerine göre dobra. Yani insana konulan tüm sıfatlar ben oldukça, siz oldukça yaşamaya devam edecek. Kimse dört dörtlük değil, bu duygular hepimizde var. Ama benim size söylemek istediğim, üstüne basa basa yazdığım şeyler hep aynı kapıya çıkıyor aslında. Önemli olan senin nasıl olduğun değil, emin ol kimse senin nasıl olduğunu önemsemez. Önemli olan senin nasıl baktığın. Sana göre dünya cennet mi? cehennem mi? Önemli olan nefes almak mı? yoksa aldığın nefesi verirken neler yaşadığın mı? Hiç misin, her şey mi? Sen onca buna karar ver. Sen nasıl bakarsan neticesinde dünya sana ya yük olacak yada yoldaş. İki seçenek var yani.
   Gel gelelim haber şöyle şekilleniyor. 10 yaşında bir kız arabada uyuyor, cam hafif aralık. Adamın biri o camdan elini uzatıp kapıyı açıyor ve hazin son, günümüzün acı gerçeği olan tecavüz! İnanın bana haber nerede olmuş ve devam eden diğer haberleri kulaklarım duymadı sanki. Ben hep o haberde kaldım. Nasıl bir zihniyet bu kıza onu yaşatabilir. Gencecik, daha yeni filizlenen bir tohum açmadan göçtü gitti. Niçin? Bir anlık zevk için, afedersiniz ama o adamın uçkuru için bir hayat gitti. Peki sorumlusu kim? Kim çekecek bu suçu? Bilmem kaç yıl hapis yatsa çözüm mü şimdi.
    Bu olaylar yüzünden hayattan korkuyor insanlar. Anneler- babalar bu yüzden "ben sana güveniyorum, çevreye güvenmiyorum" dermiş meğer şimdi anlıyorum. Gel gelelim sen veya ben bunu anlayacağız diye  o kız mahvolmasaydı iyi değil miydi? Ne yazsam şimdi yetersiz kalır. Ne söylesem söyleyeyim bu yaşanmışa derman değil. Yazıyorum sana çünkü; görüyorum ki kötü şeyler oluyor, seni de korumak istiyorum. Ama kendini dünyadan soyutlayıp, korkmanı da istemiyorum. Söyle bana kardeşim var mı bunun bir yolu? Ne yapmalı şimdi? Polyanna mı olayım sana, yoksa Pinokyo mu?

2 yorum:

  1. bu yazınızı çok beğendim çok başarılı

    YanıtlaSil
  2. Sağolsun medyamız dizi ve filmlerde sürekli bu tarz şeyleri göstererek özendirmekte dolayısıyla ne yapılsa boş...

    YanıtlaSil