8 Kasım 2014 Cumartesi

Allah'ın Selamı

Bugün sizlere aslında bir iki hafta önce başımdan geçmiş ama araya vize sınavlarım, hastalıklar derken yazma fırsatı bulamadığım bir olay anlatacağım.

     Her zamanki rutin günlerden biri, sabah kalkıyorsunuz, hazırlıklar, okula gitme vs. akşam oluyor okuldan çıkıyorsunuz, yorgun argın geldiğim yurdumda yemekhaneye saldırdım. Her zaman oturduğum bir masa vardır benim, fix yani kaçınılmaz. -Doluysa o ayrı tabi- her neyse aldım yemeğimi oturuyorum, masamın bir ucunda da tanımadığım bir kız yemek yiyordu. -Bu arada şunu da vurgulayayım "kız" diye bir cinsiyet yoktur. Kadın ve erkek vardır. Lakin biz bunu insanlara öğretmek yerine sırf henüz yaşı küçük imajını vermek adına "kız" diyoruz. Yoksa bu kelimeyi kullanmıyorum. Doğrusu budur yani, sizde bilmeyenlere öğretin- Oturdum bende masanın diğer ucuna. Bir iki kaşık aldıktan sonra biri bana "afiyet olsun" dedi. Kim diye bakınıyorum ortada biri yok. Tanımadığım yabancı bana bakıp, gülümsüyor. İçimden Allah Allah bu kız ne diye gülümsüyor diyorum. Gene yemeğe devam. Tekrarlanıyor cümle. "AFİYET OLSUN" Ve yine kimse yok. En sonunda o yabancı kıza -artık nasıl bir bakış attıysam- bakıyorum.

      Sorgular gibi baktığım kesin. Kız direk açıklamada bulunuyor. "Bana öyle bakma. Seni tanımıyorum, sende beni tanımıyorsun. Sadece afiyet olsun demek istedim. Bunu demek için arkadaş olmamız gerekmiyor öyle değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan küçük dilimi yuttum. Ne biliyim genelde insanlar masada yabancılara güler bir yüzle, afiyet olsun demez ki. En azından ben o güne kadar hiç denk gelmemiştim. 

      "Kusura bakmayın" dedim. "İlk defa başıma geliyor, ne güzel bir duyguymuş. Size de afiyet olsun. " dedim.

      Yemeğe devam ederken kızın söylediği sözler resmen içime oturdu. Utancımdan yerin dibine girdim ve kendimi baya ayıpladım. İşte konuşmanın bitirici sözleri:
"Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Allah'ın selamını vermek sünnettir. Neden aynı masaya oturan iki yalnız olarak selam vermeyeyim ki? Başka masada da olsan söylerdim. Tanımam gerekmiyor, aynı nimeti yiyen insanlarız biz." dedi. 

      Ekmeğin boğazımda düğüm düğüm olduğu ve gözlerim dolduğu doğrudur. O kızı tanımadım ama birden benim için herkesten önemli bir hale geldi. Benimle yaşıttı ama kendimden çok daha büyük gördüm bir an, çok daha olgun ve kesinlikle günümüz gençlerinden özgün. 

     "Çok teşekkür ettim, keşke herkes senin gibi olsa" dedim. Kusura bakmayın böyle olaylar günümüzde pek yaşanmıyor. İnsanlar tanımadıkları insanlara bırakın "afiyet olsun" demeyi, yolda yürürken üstüste çıkıyor."

Böyle bir devirde, bu davranış. Bana pes dedirtti! O pes kelimesini hem kıza söyledim, hem de kendime. Ben bu davranışı hiç gösterememiş ve hayatıma kollarını birbiriyle çarpıştıran ve sonrada dönüp özür dilemeyen insanlardan farksız devam ettiğim için çok üzüldüm. Belki ben dönüp özür dileyen biriydim lakin benden çok daha üst düşünceleriyle mükemmel yaşayan insan vardı.

     Önemli olan kim olduğunuzu ve kimseye benzemediğinizi keşfetmek. Evet, kimse dünyaya çivi çakmayacak. Ve evet acımasız bir gerçek var ki ölünce bir süre sonra unutulacağız. Lakin ölmeden önce bile, birinin hayatında bu tarz etki yaratmak, bence herkesin şanını yürütür. Tıpkı adını hala bilmesem de davranışını asla unutmayacağım bu kız gibi. 
Sevgilerle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder