13 Temmuz 2013 Cumartesi

Hayatımıza Girmesi ile Çıkması Hep Aynı Kalanlara; "Giderek Yabancılaşanlara"

 Ne ilginç değil mi? Yıllarca sizden habersiz doğup büyümüş birini dinlemek, sesini duyabilmeyi istemek fakat hiç bir notaya işleyememek. Bir kokuya özlem duyabilmek fakat başka hiçbir yerde o kokuya rastlayamamak. Kağıda dökebilmeyi isteyipte, kağıtta onun yüz ifadesinin canlanabilmesi ne ilginç değil mi?
   Evet, yoğun yaşanılan ve bir o kadar da çabuk tüketilebilen duygudan bahsediyorum sizlere, "AŞK". Yazmaya çalışsak kelimelerimizin kifayetsiz kaldığı, aniden aklımıza düşüpte yüzümüzü güldürebilen, konuştukça -daha çok konuşsa da dinlesem diye iç geçirdiğimiz anlardan oluşan o duygudan bahsediyorum size. Fakat her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bitebiliyor bazı aşklarda. Başlangıçta o güzel geçen anılarınızla direniyorsunuz, onlara sarılarak sorunların geçebileceğini sanıyorsunuz, sonra yavaş yavaş uzaklaşıyorsunuz o kokusunu sevdiğiniz insanlardan. Görmediğiniz zaman dakikaların geçmediğini düşündüğünüz vakitler, yerini birbirinizden uzak kapkara bir boşluğa, saatlere, günlere bırakıyor. Elinizden düşmeyen telefonlarınız, bir mesaj karşısında oluşan gülümsemeleriniz yerini masanın üzerinde çalmayı bekleyen cihazlara bırakıyor. Kurduğunuz hayaller yerini acabalara bırakıyor. Hala bir umut var mıdır diye düşündüğünüz zamanlarınız artıyor. Kalabalık arasında bir anda yalnızlaşıyorsunuz, kendinize bile yabancılaşıyorsunuz.
   Şimdi haklı olarak soracaksınız, sen nereden biliyorsun bunları diye? Biliyorum, çünkü yaşadım. Nasıl da hayaller kuruyoruz değil mi, nasılda gerçekleşecek diye kendimizi kandırıyoruz her defasında. Daha tanımıyorken karşımızdakini, nasılda oturtuyoruz nikah masasına. Ne kadar kırılsakta, üzülsekte toz konduramıyoruz ya onlara ne ilginç değil mi?
   Aslında iyi biriydi onlar. Ama sakarlardı hep, bilmezlerdi ne yapmaları gerektiğini. Bu sefer de bilmeden kalbimizi kırıvermişlerdi işte. Önceden güvenimizi de kırmışlardı, hayallerimizi, umutlarımızı... Sanırım onlar soyut olacaktı ki, somut bir sonuç elde etmek istemişlerdi bu kez. Bu kez de kalbimizi kırdılar, keşke kırmasalardı, o kalbin içinde kendilerinin olduğunu bile bile yapmışlardı bunu. Kalp ağrılarımızın birer sahipleri olmuştu artık. Peki onlara ne mi oldu? Kendi kendilerinin celladı oldular. .




3 yorum: