13 Ekim 2014 Pazartesi

Üç Noktası Sonsuzluğa Uzanmış Cümleler

Sonra anlatırım diyerek yarım bıraktığım o kadar cümlem var ki benim..
Anlatsam bile insanların anlayacağına inanmadığım bir sürü boş cümle..
    Merhaba. Ben boş kağıtlara içi dolu cümleler yazan. Yazmaya çalışan, yazdıkça kendini keşfedilmemiş bir mücevher sanan. Bir yerlerde hem kalbi kırık, hem umutla bekleyen kız çocuğu. İnsan kaç yaşında olursa olsun çocuktur değil mi biraz? Şimdi yaşın ne önemi var.
    Ben senin ruhuna dokunmak istiyorum. İnsan bedeni güzelleşir, kırışır ve çürür. Bir halisülasyondur gördüğümüz. Bir sihirdir yaşam. Sadece sihirbazlar gibi bir anda göstermez hünerlerini. Bazen acı çekerken uzimut ışıklarıyla gelir, bazen hayatınızın en önemli insanlarını yok ediverir. Biz buna ölüm deriz ki ölüm olduğunu da biliriz. Yine de yarına yapacak işler biriktiririz. Kalbimiz yine de yanar birileri için. Yine de dilimizi tutamayız kimi zaman. Kimi zaman farkında olmadan mutlu ederiz birilerini. Yazın kışı, kışın yazı özleyen insanlarız biz. E biraz da geç fark ediyoruz her şeyin güzelliğini, kıymetini..
    Demem o ki gördüğümüz bu bedenlerden çok daha fazlası var içimizde, ruhumuzda. Söyleyemediklerimiz, yazıp yazıp sildiklerimiz, özlem biriktirdiklerimiz, toprağa verdiklerimiz, üç nokta koyduğumuz fakat devamını getiremediğimiz birçok cümle var. Sesi kulaklarımızda yankılanan, gözlerimizin kapattığımız o saniyeler içinde beliren insanlar var. O insanlar ki sadece bedeninize dokunmadılar. Ruhunuza, kalbinize, en içten duygularınıza, binlerce kilit vurduğunuz bir gün açığa çıkmasından korktuğunuz korkularınıza, sevdalarınıza..
    Ve sonra gittiler.. Kimi sizde gördüklerinden korktu, cesaret edemedim sizin gibi. Kimi uğraşmak bile istemedi. Zaten en derine kadar gidilmeyecekse neden denize dalınır ki değil mi? Sevdanın en koyusu yaşanmayacaksa neden bu Leyla ile Mecnun'lar?
    Kimi ise toprakta nur içinde yatıyordur artık. Geride hatıralar kokan fotoğraf albümleri kalır, üç beş eşya, bir mezar taşı.
    Hepsi acı. Ve biz bütün bu acıları yaşarken hayatın devam etmeyeceğini düşünüyoruz ya orası daha acı. Çünkü hayat devam ediyor. Sihirli değneği ile bir dokunuyor, akrep yelkovanı kovalıyor sanki. Bu nasıl hız? Siz farkında bile olmuyorsunuz ama hayat devam ediyor. Sizi gene içine çekiyor, acının içine merhemini de saklıyor ve sizi yine o iyileştiriyor.
    Allah acı, keder vermesin diye bitirmek isterdim lakin verecek bunu sizde, bende biliyoruz. Allah bize dermansız dert vermesin demek çok daha doğru değil mi?
    Ben her insanın içinde bir inci olduğuna inanıyorum. O incinin bulunması içinse en derine inilmesi gerektiğine.. Rabbim ruhumuza dokunacak, yaralı ruhları iyileştirmemize olanak sağlayacak insanlardan eylesin. (AMİN)
   

KÜÇÜK BİR NOT!
    Bugün babaannem vefat edeli 40.gün
    Kelimelerin bile tıkandığı noktalar vardır, yutkunamaz böyle düğüm düğüm kalır ya boğazınız işte o durumdayım. Burada tekrar mekanı cennet olsun diye dualarımı iletiyorum. Sizinde anlatmak istedikleriniz varsa, saçmada olsa, cümleleri birleştiremeseniz bile bana iletin olur mu? Bu geceki yazım biraz sohbet havasında oldu. Kendinize çok çok iyi bakın, Sevgilerle..

1 yorum:

  1. How to enter and get into a casino online for real money - JTM Hub
    The most common type of online gambling is by 거제 출장마사지 claiming to have a valid 태백 출장샵 casino account, and 전주 출장샵 then trying to play for real money, to 구미 출장샵 get 수원 출장마사지 free bonuses

    YanıtlaSil