19 Nisan 2013 Cuma

Bir Yılın 4.Ayı idi, Ruhumun Yansıması. ."NİSAN"


    Babasının küçükken aldığı ayıcığı kucağında, sallanan sandalyesinde bir ileri, bir geri hareket ederken kendini aslında dışarıdaki yağmurla özdeşleştirdiğini geç fark etti o gün. “Aslında 12 ay içinden bir ayı seç deseler, bu kesinlikle Nisan ayı olurdu” dedi.
    Yani anlayacağınız gibi hızlı geçen günün, bilinmeyen bir saatinde zaman bir an için yavaşlamış ve gene derin düşüncelere dalmıştı kadın. Güneş sanki ona annesinin bebekliğinde yaptığı gibi “ce ee” diye sesleniyordu. Bir anda çıkıp, gülümsüyor; sonra uzun bir süre kayboluyor ve onun da karamsarlığa kapılmasını sağlıyordu. Sonra hiç ummadık bir anda tekrar en baştan. İşte o an geçirdi içinden, “kesinlikle Nisan ayı, aynı benim gibi” dedi.
    Bilirsiniz Nisan ayı yağmurları ile ünlüdür. “Nisan yağmurları bunlar, doğaldır” diyerek karşılarız hatta. İşte kadında öyleydi artık. Ayakta güçlü durmak, doğru bildiklerinin peşinde koşmak artık onu yormuştu. Dışarıdan genç görünse bile, ruhu kesinlikle nüfus cüzdanındaki yaşından iki kat yaşlı bir hal almıştı. Artık o da Nisan ayı gibi, bazen gülümsüyor bazen ise aniden kükreyip, duygusal bir hal alıyordu ve yerini sağanak yağışlarına bırakıyordu. Bazen kendisi bile bu duruma anlam veremiyordu lakin kontrolde edemiyordu. Sonra olumsuz düşüncelerinden kurtulmak istedi fakat işler iyice sarpasardı. Geçmişi düşündükçe daha da düğümlendi geleceği, kördüğüm oldu, çözmeye çalıştıkça daha fazla düğüm haline gelen bir yumak oluştu. O an dışarıdaki yağmur sesinin de şiddetlendiğini fark etti. Geçmişte ne çok hatalar işlemişti kim bilir, cahillik miydi yoksa bazılarını isteyerek mi yaptı bilinmez ama çeki düzen vermek için bir yerden başlamıştı. Lakin hayat onun peşini bırakmamış, sürekli ona virajlar, bayırlar koymuştu. Sanki “pes et, benimle oynama” der gibiydi. O an yağmurun artan şiddetiyle silkelendi.
    “Her zaman bahar yaşanmaz ki ömürde, bunun kara kışı da var. Her zaman da kara kış olmaz, bunun elbet baharı da var” diyerek kendine güç bulmaya çalıştı. Devam etti iç sesiyle konuşmasına; “Bahar mı istiyorsun, önce içindeki birikmiş karamsarlığı bir dök, bir kurtul şu yüklerinden dedi” Sahi Nisan ayıda böyle değil miydi zaten? Önce dökerdi içindeki tüm ağırlığı, gamı, sonra peşine baharı getirmez miydi?
  --- Hiçbirimizin 1 sene daha yaşayacağı garantisi yok ve hala vakit varken bu Nisan aynın bir gününde, Nisan yağmurları ile dökün içinizi. Sonra bahara kavuşun lakin unutmayın gene kara kış gelecek işte o zamanda peşinde bir bahar olduğunu unutmayın, umutsuzluğa kapılmayın. Kara kışın içinde de bir güneş açtırmak isterseniz de bu sözle kendinize güç bulun; “Çaresizseniz, Çare Sizsiniz”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder