28 Aralık 2013 Cumartesi

Unutma Takvimlerden Bir Kere 2013 Geçiyor!

   Yavaş yavaş 2013 yılının sonuna doğru yaklaşırken, bu yıl neler yaptım diye sormadan edemiyor insan?
   Neler başınızdan geçti bilmiyorum ama büyük bir ihtimal aşk acısı çektiniz yada siz onu aşk zannettiniz? Birilerine güvendiniz olmadı, boşa çıktı. Sonra tekrar güldünüz, belki bir "Düğün Dernek" izleyip hunharca güldünüz hemde. Gezdiniz tozdunuz, ahmaklık yaptınız, sınavlara girdiniz, işlerden çıktınız vs vs. daha bir çok şey yaşadınız.
    Ailenize yeni bir üye katıldı belki. Doğumlar, nişanlar, evlilikler hoş değil mi? Yada köklü bir ölüm yaşadınız, acısını saç diplerinizin bile çekeceği tarzda bir acı bu. Bedenen ölümün ayrı bir acısı var, bir de içimizde öldürmek zorunda olduklarımız. Ah onun acısı nedir bilir misiniz?
    Toplum olarak Mehmet Ali Birand, Tekin Akmansoy, Müslüm Gürses, Metin Serezli, Ahmet Mete Işıkara, Ferdi Özbeğen, Adnan Şenses ve daha ismini yazamadığım nicelerini kaybettik. Allah ailelerine sabır versin..
    Sonra bazen paralarımızı ayakkabı kutusuna da saklamamız gerektiğini öğrendik :) İşin şakası artık hırsızlar bile ilk oraya bakar, o derece komik bir durum.
    Şimdi kendi kendine soruyorsun bu yazı nereye gidiyor? Hemen toparlıyorum. Demem o ki, ölümler - doğumlar, neşeler - hüzünler insan var oldukça yaşanacak, yaşanmalı. Ama insan bunları yaşarken de şunu demeli kendine: "Yarın 2013 yılının son Pazar günü. telafisi yok, tekrarı yok. Bir daha bir 2013 yok, hatta belkide yarın Nur diye biri olmayacak kim bilir?"
    Oğuz Atay- Tehlikeli Oyunlar kitabında şu kısım vardır ; "Ülkemiz büyük bir oyun yeridir. Her sabah uyanınca, biraz isteksiz de olsak, hepimiz sahnenin bir yerinde, bizi çevreleyen büyük ve uzak dünyanın sevimli bir benzerini kurmak için toplanırız." Yani sevsende, sevmesen de kardeşim miladın dolana kadar yaşayacaksın.
    Miladımın dolacağı o ana kadar, benim 2014 adına herkes için dileğim şudur ki: Hepinizin ceplerinde anlatılacak hikayeler olsun.
    O zamana dek, yani benim hikayem dinlenene kadarda hep aynı yerde oturacağım, varsın herkes koşsun. Beni anlayacak insan, otururken de beni bulur. Çünkü ne ben bir kitabım öldükten sonra okunacak, ne de bir ünlüyüm adım ağızlarda anılacak. Ben de yaratılmış garip bir kulum. Babamın biricik kızı, annemin gözdesi olurum. Eğer sen beni bulur, hikayemi dinlersen kabuğumdan çıkar, işte o zaman Nur MOLLA olurum...

    Hepinize sevgililerle, yeni yılınız sağlıkla ve gülücükle dolsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder