12 Mart 2013 Salı

Bir Tutam Kader, İki Ölçek Umut


    Kelimelerin bile tükendiği anlar vardır ya hani, “söylesen tesiri yok, sussam gönül razı değil” dediğiniz an o anlardır işte.
    Birden bütün canlı renkler pastel olur, birden bütün tadınız tuzunuz kaçar. Çok söz vardır söylenecek aslında ama dinleyen yoktur. Sesiniz istediğiniz kişilere ulaşmıyordur. Kendi içinizdeki duvarlara çarpıp duruyorsunuzdur, kendi sesiniz yankılanır kulaklarınızda, kafanızın içinde bir ses gitmek bilmez bir türlü. Olduğunuz yerde çırpınsanız da nafile sonuç belli boğulacaksınız ama yine de kurtulma çabası ile bir umut debelleşeceksiniz kendinizle.
    İşte burası tam olarak sonun başlangıcıdır. Dönüm noktalarınızdan oluşur hayat. Her zaman iki şık vardır bakın sınavlardaki gibi dört tanede değil, ama nedense biz o iki şık içinde bile doğruyu seçmekte o kadar zorlanırız ki. Bile bile yanlış şıkkı seçeceğiniz tek dönüm noktanız ise AŞK’tır. Evet, aşk. .Karşınızdaki insan size defalarca yalanda söylese, istemiyorum dese, kötü veya iyi artık size uymasa bile gidip gene onu seçecek, hiç düşünmeden tek bir laf etse yine inanacağınız tek kişi sevdiğiniz, aşık olduğunuz insanlardır. Vazgeçemediğiniz, isteseniz de vazgeçmeyi beceremediğiniz tek konu. Ama unuttuğumuz bir şey var ki, buda SON’lardır. Herkesin kendisine biçilmiş bir ömrü ve bununda bir sonu olduğu gibi, her şeyin muhakkak bir sonu vardır. Bazıları mutlu, bazıları mutsuz bir sürü son. Mutlu sonlara diyecek sözüm yok ama eğer mutsuz sona yakalandıysanız bir kere ve yaşayamam dediğiniz halde yaşayabiliyorsanız, her zaman umutlarda vardır, sakın ama sakın dahasında umutlar varken, vazgeçmeyin! Çünkü insanı ayakta tutan tek şeydir umudu, hayalleri. İnsan ömrü zaten o hayallere ulaşmak için geçmez mi? Neden bu kadar eğitim alıyoruz? Hayallerimize yaklaşmak için, istediğimiz yerlerde olabilmek için öyle değil mi? Bu sadece kariyer anlamında değil her alanda umutlarınızdan, hayallerinizden birisi veya birileri için sakın vazgeçmeyin. Herkes gitse de sizden gitmeyecek tek şey onlardır çünkü.
    Ne dedik başlıkta bir tutam kader, iki ölçek umut. Yaşama tutunmayı bir şekilde becerebilmeliyiz maalesef. Düşsekte kalkmalıyız tökezlendiğimiz yerden. Unutmamalıyız ki,  “Her başlangıcın bir sonu, her sonun da bir başlangıcı” muhakkak vardır, yaşayıp göreceğiz hep birlikte. .
   Umut Işığım filminden bir kesitle sonlandırıyorum yazımı; Peki şimdi ne yapacağım biliyor musun? Bütün bu olumsuzlukları yakıt olarak kullanıp, bir umut ışığı yakacağım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder