16 Mart 2013 Cumartesi

Hayata İnat, Direniş Hikayeni "SEN" Yarat!

   Sebepsiz mutlulukları olmalı insanın, canının yandığı, umudunu kestiği o an yüzüne bir tutam gülümseme gelebilmeli.
   İşte o zamanlardan birinde yazıyorum sana okuyucum. Ben bir üniversite öğrencisiyim, tabii tahmin edersin ki kolay değil doğup büyüdüğün şehirden ayrılmak, en önemlisi ise yol iz bilmediğin bir yerde tutunmaya çalışmak. Tutunmaya çalışırken oluşan o aile özlemi, ev ortamı onları söylememe gerek yok herhalde. Ama trajı komik bir şekilde zaman hızla geçiyor ve neredeyse 2.sınıf bitmek üzere, nasıl geldim, ne ara bu kadar ilerledik bazen gerçekten zamanın hızına yetişemiyorum. Lakin işin ucunda tatil kısmı varsa o ayrı, sanki daha da hızlı geçiyor zaman, hele ki o tatil döneminde evinize gelmişseniz, "ne ara geldim sevindik, ne ara gidiyorum hüzünlendik" moduna hemen giriyorsunuz. Aynı benim şu an yaşadığım gibi. Bir kaçamakla evime geldim. Her zamanki gibi harika bir karşılama; elinde en sevdiğiniz çikolatalardan oluşan bir paket- babam, o kadar mutlu ki sizi koklamanın neşesini taa gözlerinden okuyabileceğiniz bir kadın- annem ve "bavulunu ben taşırım, sen yorulma geç şöyle" diyerek ben büyüdüm artık o ufak yakışıklın değilim mesajını veren kardeşim.Hayatınızda sizi karşılıksız seven o insanlar, işte o insanlar iyiki varlar! Şimdi düşününce kendi kendime ne kadar lüzumsuz insanlar için kırdım kendimi, üzdüm, hırpaladım, ağladım. halbuki bu gözyaşlarını hakedecek çok az insan vardı ve onlar da zaten hep yanımdalardı. Kısa zaman diliminde hayatıma giren ama çok kısa zaman diliminin acısını köküne kadar yaşatanlara inat, yıllarca hayatımda olup bir gözyaşım için fedakarlıktan kaçmayacak insanlar vardı hayatımda. İşte yaşamakta böyle bir şeydi zaten. Gözünün önündekini görmez insan, yetinemez bazen. Neden daha fazla mutlu olmayayım, neden sadece beni onlar sevsin ki düşünceleriyle boğuşur. Sonra da o boğuştuğu buhranla boğulur.
   Şunu diyeceğim okuyucum, yanı başındaki mutluluklara sırtını asla dönme. Evet, hayat zor ve acımasız biliyorum. Ama hayata pabucunu ters giydirebilmeyide ancak ve ancak sen yapabilirsin. Bir kurtarıcı bekleme zira onlar senin içindeler, sadece bakmayı bil. Göreceksin, yanında olması gerekenler zaten yanında olacaklardır.Sonra ne yapacaksın biliyor musun?
   Tutacaksın sonuna kadar o mutluluk sebeplerini ve diyeceksin ki "hızla akıp geçen zamana inat, tutacağım ellerinizden bırakmayacağım sizi" Çünkü hayat en umutsuz anda bile içindeki direnişle yaşanılacak bir yer haline gelebilir. İçindeki o direnişi, umudu asla ve asla kaybetmemen dileğiyle. .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder