Bazıları der ki
"insanın başına gelebilecek en güzel şeydir aşk" hatta bazıları fazla
abartır, onsuz yaşanılmaz derecesine getirir. Bazıları ise "aşık olmak
güzel olabilirdi eğer sonrasında acı ile kavrulmasaydık" der.
Hatırlamak için bir
hafızamız varken, unutmak zorunda kalmak ne acı öyle değil mi?Zamanla
unutuluyor ama zihninizde bir yerlerde, en alta gömdüğünüz o anılar bir gün su
yüzüne çıkıyor. İşte o anılar hiç çıkmasınlar ordan. Ben tecrübeyi sevmem
mesela. Neresi güzel ya, acı çekerek öğrendiğimiz bir şeyin nesi güzel olabilir
ki? Bir sobaya dokunuyorsun, o elini yakıyor ve sonra bir soba gördüğünde
diyorsun ki o beni yakar, ona dokunmam. Peki gördüğün diğer soba yanıyor mu,
yanmıyor mu bunu biliyor musun? Buda onun gibi bir şey işte. .İnsan ister
istemez, tecrübelerinden ders alarak önünü kesiyor olacakların. Ama olgunluk
öyle değildir, yaşınız ilerledikçe bir şeylerin fakına varmak, hatanızı
anlamak, düşünmek en önemlisi de bunlar güzeldir. Lakin sizde biliyorsunuz ki
tecrübelerimiz sonucu olgunluk oluşur. Acıların peşinden güzel bir şeyler
olması da hayatın bize oynadığı en büyük oyun herhalde.
Şu da bir gerçektir ki, ben büyüdükçe anlıyorum bazı şeylerin değerini. Mesela aşk yok bana göre. Ama sevgi var, saygı var, fedakarlık var. İki insan arasındaki en uzak mesafe sadece ve sadece düşünceleridir. Birbirini anlayabilen insanlar arasında söze bile gerek kalmaz bazen. İşte öyle insanlar için vardır aşk, bu bir bağlanma biçimidir onlarda.
Şu da bir gerçektir ki, ben büyüdükçe anlıyorum bazı şeylerin değerini. Mesela aşk yok bana göre. Ama sevgi var, saygı var, fedakarlık var. İki insan arasındaki en uzak mesafe sadece ve sadece düşünceleridir. Birbirini anlayabilen insanlar arasında söze bile gerek kalmaz bazen. İşte öyle insanlar için vardır aşk, bu bir bağlanma biçimidir onlarda.
Düşünün bir
yoldasınız ve ağır adamlarla ilerliyorsunuz, eğer yanınızda o yolu özel kılacak
biri varsa yada şöyle demeliyim sizin yürüdüğünüz o yolda görmediğiniz bir şeyi
gösterebilen biri varsa, onu sakın bırakmayın. Çünkü hayat aynı görüşteki
insanlarla yürüyemez bazen, siz zaten o yolu yürümüşsünüz biliyorsunuz, eğer
yanınızdaki insanlar o yolda size anlam katmıyorsa, bırakın.
Demem o ki, bu yol sizin ömrünüzdür. Adım adım ilerlediğiniz ve
yanınızda veyahut arkanızda ilerleyen insanlarla devam ettiğiniz bir yol. .
Bırakın onlar arkanızda kalsın. Sizi yoran, üzen ne varsa onları bir çakıl taşı
olarak görün. Ama şunu unutmayın, çakıl taşları küçüktür lakin
kayıp düşmenize sebep olabilir bazen. O çakıl taşlarının o canlı renklerine
kanmayın. Tabii birde hiç gitmesin dedikleriniz var, işte onlarda sizin
papatyalarınızdır. Ne zaman seviyor/sevmiyor diye sorsanız, hep "seviyorum"
çıkan papatyalardır onlar. Sizinde ömür denilen bu yolda, papatyalarınızı kaybetmemek ve çakıl taşlarına
rağmen dimdik yürüyebilmeniz dileklerimle. :)
Yazıların iyi hoş güzel sürekli okuyorum fakat bu yazı stili göz yoruyor ve okumayı zorlaştırıyor
YanıtlaSiltamam büyültürüm, teşekkürler uyarı için :)
YanıtlaSilBüyütmek değil aslında hem yazı stili biraz yoruyor hemde sanırım italik olması :) Yinede keyfin bilir tabi belkide sadece bana öyle geliyordur
YanıtlaSilevet göz yoruyor.
Siltamam dikkate alındı, bu olmuştur umarım :)
YanıtlaSil