23 Mart 2013 Cumartesi

Kocaman Açıyorum Ellerimi, Bana Papatyalarınla Gel


  Bazıları der ki "insanın başına gelebilecek en güzel şeydir aşk" hatta bazıları fazla abartır, onsuz yaşanılmaz derecesine getirir. Bazıları ise "aşık olmak güzel olabilirdi eğer sonrasında acı ile kavrulmasaydık" der.
  Hatırlamak için bir hafızamız varken, unutmak zorunda kalmak ne acı öyle değil mi?Zamanla unutuluyor ama zihninizde bir yerlerde, en alta gömdüğünüz o anılar bir gün su yüzüne çıkıyor. İşte o anılar hiç çıkmasınlar ordan. Ben tecrübeyi sevmem mesela. Neresi güzel ya, acı çekerek öğrendiğimiz bir şeyin nesi güzel olabilir ki? Bir sobaya dokunuyorsun, o elini yakıyor ve sonra bir soba gördüğünde diyorsun ki o beni yakar, ona dokunmam. Peki gördüğün diğer soba yanıyor mu, yanmıyor mu bunu biliyor musun? Buda onun gibi bir şey işte. .İnsan ister istemez, tecrübelerinden ders alarak önünü kesiyor olacakların. Ama olgunluk öyle değildir, yaşınız ilerledikçe bir şeylerin fakına varmak, hatanızı anlamak, düşünmek en önemlisi de bunlar güzeldir. Lakin sizde biliyorsunuz ki tecrübelerimiz sonucu olgunluk oluşur. Acıların peşinden güzel bir şeyler olması da hayatın bize oynadığı en büyük oyun herhalde.
   Şu da bir gerçektir ki, ben büyüdükçe anlıyorum bazı şeylerin değerini. Mesela aşk yok bana göre. Ama sevgi var, saygı var, fedakarlık var. İki insan arasındaki en uzak mesafe sadece ve sadece düşünceleridir. Birbirini anlayabilen insanlar arasında söze bile gerek kalmaz bazen. İşte öyle insanlar için vardır aşk, bu bir bağlanma biçimidir onlarda.
    Düşünün bir yoldasınız ve ağır adamlarla ilerliyorsunuz, eğer yanınızda o yolu özel kılacak biri varsa yada şöyle demeliyim sizin yürüdüğünüz o yolda görmediğiniz bir şeyi gösterebilen biri varsa, onu sakın bırakmayın. Çünkü hayat aynı görüşteki insanlarla yürüyemez bazen, siz zaten o yolu yürümüşsünüz biliyorsunuz, eğer yanınızdaki insanlar o yolda size anlam katmıyorsa, bırakın. 
    Demem o ki, bu yol sizin ömrünüzdür. Adım adım ilerlediğiniz ve yanınızda veyahut arkanızda ilerleyen insanlarla devam ettiğiniz bir yol. . Bırakın onlar arkanızda kalsın. Sizi yoran, üzen ne varsa onları bir çakıl taşı olarak görün. Ama şunu unutmayın, çakıl taşları küçüktür lakin kayıp düşmenize sebep olabilir bazen. O çakıl taşlarının o canlı renklerine kanmayın. Tabii birde hiç gitmesin dedikleriniz var, işte onlarda sizin papatyalarınızdır. Ne zaman seviyor/sevmiyor  diye sorsanız, hep "seviyorum" çıkan papatyalardır onlar. Sizinde ömür denilen bu yolda, papatyalarınızı kaybetmemek ve çakıl taşlarına rağmen dimdik yürüyebilmeniz dileklerimle.  :)


5 yorum:

  1. Yazıların iyi hoş güzel sürekli okuyorum fakat bu yazı stili göz yoruyor ve okumayı zorlaştırıyor

    YanıtlaSil
  2. tamam büyültürüm, teşekkürler uyarı için :)

    YanıtlaSil
  3. Büyütmek değil aslında hem yazı stili biraz yoruyor hemde sanırım italik olması :) Yinede keyfin bilir tabi belkide sadece bana öyle geliyordur

    YanıtlaSil
  4. tamam dikkate alındı, bu olmuştur umarım :)

    YanıtlaSil